19 Ekim 2011 Çarşamba

"Bugün en çok kendimden utandım."

Bugün zor, bugün acı. Diğer günler gibi.
Bugün utandım kendimden. Şikayet etmelerimden, yapmaya üşenip söylendiklerimden, üzülüp ağladıklarımdan, sorun diye anlattıklarımdan.
Bugün en çok kendimden utandım.
Başımı yastığıma huzurla koyduğum tüm anlardan utandım. Yüzlerce can kan dökerken ben sıcacık yatağımda uyuyabildiğim için kendimden utandım.
Okuldan eve geldiğimde annemi " 24 çocuğum daha öldü." diye ağlarken bulduğumda utandım en çok.
Boğazıma kat kat düğümlenen ölümlerin nedensizliğinden, amaçsızlığından utandım.
Ben çok ölüm gördüm ailemde. Çok ölümler gördüm ülkemde.
Canım da yandı, nice canların yanışına da şahit oldum.
Milyonlarca şehidimize ağladığımız gibi ağlayacağız yine. Öfkeli, hırçın, çaresiz.
Sonunda sessiz.
Bir sürü insanın arasından geçtim bu gece. Acıyla, hırsla dolu.
Şehitlerime yaşıt bir sürü can gördüm bayrağına sarılıp yas tutan.
Ateş düştüğü yeri yakıyor ama en çok.
Keşke dinse acılar ben yürüdükçe, keşke o çocuklar orda can vermese ben haykırdıkça.
Keşke bu kadar kolay olabilse hepsi.
Ama değil.
Ailesi, arkadaşları, aşkları, hayatları, hayalleri olan binlerce şehite şehit kattık bugün de.
Bu ilk değil. Biliyorum son olmayacak.
Yapabildiğim dua edebilmek.
Yapabildiğim biraz olsun umut edebilmek.
Yapabildiğim kendimden utanabilmek.
Yapabildiğim ağlayabilmek.
Yapabildiğim susabilmek.
Yapabildiğim bildiğimi yutabilmek, bildiğimi sindirebilmek.
Ne acı..
Huzur içinde yatsın binlerce can, yüzlerce can.
Boynundan öpüp anaları, yeni uyutmuş gibi..