10 Kasım 2012 Cumartesi

" Bir Derde Düşmüşüz.. "



        Hep daha fazlasını almak istiyoruz birbirimizden. Karşımızdakinin sevgisini, ilgisini, fikrini, hayallerini ve daha nesi varsa korkunç bir açlıkla istiyoruz. Yetinmiyoruz bir türlü. İlle de birbirimizin sınırlarını aşmaya çalışıyoruz. Ne aldıklarımız yetiyor ne verdiklerimize kıyabiliyoruz. En bencil kıyafetlerimizi giyip, en masum savunmalarımızı ezberleyip çıkıyoruz meydana. Bu bir savaşmış ve biz neyi koparsak karmış gibi harcıyoruz her şeyi. Kendimizi oturttuğumuz o tahtlardan inebilirsek ve ‘almak’ eyleminden sıyrılabilirsek işte o zaman hafifleyeceğiz. Yormadan, yorulmadan yaşayacağız. Almaktansa eşlik edebildiğimiz gün bir anlam kazanacak dostluk, sevgililik. Sadece bir kelime ve beraberinde gelen alıp vermelerden ziyade bir gerçekliğe dönüşecek. Bizse en çok en yakınımızdakinden başlıyoruz yemeye.  Önce ilgisini çekiyoruz, sonra dahasını istiyoruz. Biraz sabrından çalıp biraz da inandıklarından koparıyoruz. Ufak ufak başlamışken bir bakmışız yakasına yapışmışız. Sevdiğimiz insanlara içimizden gelerek yaptığımız davranışların bile karşılığını istiyoruz. Annemizden, babamızdan, kardeşimizden, arkadaşımızdan, sevgilimizden.. Bir tek kendimizden alamıyoruz alacağımızı. Bir de normallikten alamıyoruz nasibimizi o ayrı. Büyük kötülüktür insanın insana yaşattıkları ve daha büyük kötülüktür insanın kendine yaşattıkları. Bu almalar vermeler, öfkeler, hesaplar. Tutup kolundan kaldırmaya değil itip düşürmeye bakıyoruz. Sahip olmadığımız hakları söke söke almaya çalışıyorken karşımızdakine hak ettiğini yaşatmayı akıl edemiyoruz. Sevgisine, huzuruna, hayatımıza kazınmış izlerine gülümseyerek bakamıyoruz. Bir derde düşmüşüz dilimizde hep aynı soru. Neden daha fazlasını yapmıyor? Sınırları zorlamaktansa yamacına sığınmayı, kırıp dökmektense gurur duymayı, öfkelenmektense daha sağlam sevmeyi, susup dinlemeyi, düşünüp konuşmayı bir öğrenemedik. Duramaz ki insan. Durduramaz kendini.  Aklının ipini duygularına bağlayıp bıraktıkça da durmayacak. İçini kemiren bir canavar besliyor her insan ruhunda. Yaralar açtırıyor hem de çoğu sebepsiz. Sonra başlıyor bedelleri ödetmeye. Ektiğini biçmeye başlayınca vicdan sızlatıyor. Hangimize yeter? Bir aşk için kaybedilen dostluklar mı dersin, bir dost için affedilmeyen aşklar mı ararsın, gücendiğin kardeşini mi sorarsın. Hepsi insanın yüreğinin en sıcak yerinde. Ne yaparsak yapalım gerçek sevgiler bitmez sanıyoruz ya hepimiz. En büyük ortaklığımız bu zavallı inançtır. Gerçek olan kenarında köşende sana eşlik edendir. Bir gördüğüyle seni arkasında unutmayandır. Hırpalaya hırpalaya seni senden almaya çalışan değil, sana seninle eşlik edendir. Herkese gerçek dostlar, gerçekler aşklar, gerçek sevgiler dilerim…


                                 Ve dinleyelim..  ---->    " Mehmet Erdem - Yalan "











                                                                                      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder