" Bir Derde Düşmüşüz.. "
Hep daha fazlasını almak istiyoruz birbirimizden.
Karşımızdakinin sevgisini, ilgisini, fikrini, hayallerini ve daha nesi varsa
korkunç bir açlıkla istiyoruz. Yetinmiyoruz bir türlü. İlle de birbirimizin sınırlarını
aşmaya çalışıyoruz. Ne aldıklarımız yetiyor ne verdiklerimize kıyabiliyoruz. En
bencil kıyafetlerimizi giyip, en masum savunmalarımızı ezberleyip çıkıyoruz
meydana. Bu bir savaşmış ve biz neyi koparsak karmış gibi harcıyoruz her şeyi.
Kendimizi oturttuğumuz o tahtlardan inebilirsek ve ‘almak’ eyleminden
sıyrılabilirsek işte o zaman hafifleyeceğiz. Yormadan, yorulmadan yaşayacağız.
Almaktansa eşlik edebildiğimiz gün bir anlam kazanacak dostluk, sevgililik.
Sadece bir kelime ve beraberinde gelen alıp vermelerden ziyade bir gerçekliğe
dönüşecek. Bizse en çok en yakınımızdakinden başlıyoruz yemeye. Önce ilgisini çekiyoruz, sonra dahasını
istiyoruz. Biraz sabrından çalıp biraz da inandıklarından koparıyoruz. Ufak
ufak başlamışken bir bakmışız yakasına yapışmışız. Sevdiğimiz insanlara içimizden
gelerek yaptığımız davranışların bile karşılığını istiyoruz. Annemizden,
babamızdan, kardeşimizden, arkadaşımızdan, sevgilimizden.. Bir tek kendimizden alamıyoruz
alacağımızı. Bir de normallikten alamıyoruz nasibimizi o ayrı. Büyük kötülüktür
insanın insana yaşattıkları ve daha büyük kötülüktür insanın kendine yaşattıkları.
Bu almalar vermeler, öfkeler, hesaplar. Tutup kolundan kaldırmaya değil itip
düşürmeye bakıyoruz. Sahip olmadığımız hakları söke söke almaya çalışıyorken
karşımızdakine hak ettiğini yaşatmayı akıl edemiyoruz. Sevgisine, huzuruna,
hayatımıza kazınmış izlerine gülümseyerek bakamıyoruz. Bir derde düşmüşüz
dilimizde hep aynı soru. Neden daha fazlasını yapmıyor? Sınırları zorlamaktansa
yamacına sığınmayı, kırıp dökmektense gurur duymayı, öfkelenmektense daha
sağlam sevmeyi, susup dinlemeyi, düşünüp konuşmayı bir öğrenemedik. Duramaz ki
insan. Durduramaz kendini. Aklının ipini
duygularına bağlayıp bıraktıkça da durmayacak. İçini kemiren bir canavar
besliyor her insan ruhunda. Yaralar açtırıyor hem de çoğu sebepsiz. Sonra
başlıyor bedelleri ödetmeye. Ektiğini biçmeye başlayınca vicdan sızlatıyor.
Hangimize yeter? Bir aşk için kaybedilen dostluklar mı dersin, bir dost için
affedilmeyen aşklar mı ararsın, gücendiğin kardeşini mi sorarsın. Hepsi insanın
yüreğinin en sıcak yerinde. Ne yaparsak yapalım gerçek sevgiler bitmez
sanıyoruz ya hepimiz. En büyük ortaklığımız bu zavallı inançtır. Gerçek olan
kenarında köşende sana eşlik edendir. Bir gördüğüyle seni arkasında unutmayandır.
Hırpalaya hırpalaya seni senden almaya çalışan değil, sana seninle eşlik
edendir. Herkese gerçek dostlar, gerçekler aşklar, gerçek sevgiler dilerim…
Ve dinleyelim.. ----> " Mehmet Erdem - Yalan "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder