23 Haziran 2011 Perşembe

" Hayat Ağacı "

Ardımda kalan binlerce hikaye, binlerce kelime var.Buram buram hayat kokuyor hepsi, yaşanmışlık.Sevmeye, özlemeye, inanmaya, anlamaya adanmış binlerce de anım var benim.
Ve onlarca hatam.Beni büyüten, sessizleştiren, boğazımı düğümleyen..Yada onlarca doğrum hatırladıkça içimi temize çeken.
Korkularım var benim.Köşe bucak kaçtığım, küçücük kaldığım, tir tir titrediğim.Baş edemediğim her anda koşarak uzaklaşmak istediğim,en içimde volkanlar patlatan korkularım hemde.Hemen ışığı yakarım diner kalp atışlarım biraz olsun.
Yenilgilerim var adımlarımı yavaşlatan.Hevesimi kırıp, hırsımı çalan.Üzüldükçe hırçınlaştırıp daha da içine çeken.
Başarılarım var söz edemediğim, kabul edemediğim ama içten içe sevindiğim.
Acılarım var yüreğimin tam ortasından tüm vücuduma yayılan.Nefes aldıkça göğüs kafesimi sıkıştıran.Gözlerimi kapadığımda aklıma dolanan, çekip atamadığım, silip unutamadığım..
Mutluluklarım var gözlerimin içini güldüren, önümü aydınlatan.
Heyecanlarım var, dur durak bilmeyen, nefesimi kesen.
Ailem var canımdan öte, sımsıcak.
Arkadaşlarım var başka başka renklerde başka başka tonlarda.Hayatıma en güzel izleri bırakan.
Bir de ben varım..
Geçtim aynanın karşına bakıyorum kendime.Gülünce beliren gamzelerime, gözlerimin kenarındaki sevinçlerime, dudağımın kenarındaki üzüntülerime.
Ellerime bakıyorum, anılarıma.Çocukluk izlerime, bisiklet kazama, en acı tesadüflerime.
Ağaçlara tırmanmaktan yara bere bacaklarıma bakıyorum.
Küçüklüğümün izlerine dokunuyorum bir bir.Masumluğumun..
Kapadım gözlerimi, en sevdiğim balonumu hayal ettim.
Rüzgar yavaş yavaş sıyırdı bileğimden ipini, karıştım gökyüzüne.
Büyüdükçe daha mı zor gökyüzüne karışmak? 
Korktum.
Hemen açtım gözlerimi.
Anladım ki zormuş çok.

22 Haziran 2011 Çarşamba

...

" Elinden ne gelecek ki? Ne onun ne benim.Rüyalarımız kaderimizden kopuk olabilir mi? Dahası, üst üste hep aynı rüyayı görmemin bir sebebi olmalı diye düşünüyorum.Madem ki kırk gecedir bu rüyayı görmekteyim, elbette açılacak hikmeti, gördüklerimin neye alamet olduğunu öğreneceğim, ya şimdi ya da yakında.Başlangıcı geceden geceye değişse de sonu hep aynı kalıyor.Sanki rüya bir koca bina ve ben her gece farklı bir kapıdan giriyorum oraya. "


                                                                                                Elif Şafak-Aşk
                                                                                            Rumi, 15 Ekim 1244

20 Haziran 2011 Pazartesi

" İnsanlık Öyküsü "

Kendine yenik, kendine kızgın, kendine söz geçiremeyen..Üzerimize biçilmiş insanlık hallerinin en anlaşılmazları.Nereye gidersen git, ne kadar kitap okursan oku, ne kadar yer ne kadar yüz görürsen gör farketmez. Bir şey gelip yerleşir insanın en içine. Neresi olduğunu bile bilemediğin bir yere ne olduğunu bile bilmediğin bir şey..Yoran, acıtan, hırçınlaştıran buna rağmen heyecanlandıran.Uzaklaşamadığın yada sadece bundan bile korktuğun için daha da sıkı tutmaya çalıştığın.Her seferinde biraz daha karıştırıp ipleri birbirine, hayatında en sevebileceğin düğümü yarattığın..Dengelerinin şaşması, aklının karışması, dünyanın başına bir yıkılıp bir yeniden aydınlanması, hızlı hızlı nefesler alıp korka korka yaşanması, gidilememesi, kalınamaması.Ve bunlara dayanılamaması. Bir bedene sığınmış binlerce duygu.Belki de yaşayan en ürkütücü varlıklar biziz bu yüzden ama aynı zamanda da en masum. Hiç birinin suç hiç birinin günah olmadığı duyguların varlığı içimizi bir yandan yakarken bir yandan açıyor.Hem nefesimizi kesiyor hem nefes aldırıyor. Hem çok acıtıyor hem çok sevdiriyor. Hem yoruyor hem dinlendiriyor. En çelişkili halleri en güzel oyununa dönüşüveriyor, usanmadan sabahtan akşama kadar oynadığın.Kendini alıp yemek bile yiyemediğin su bile içemediğin çocukluğunun en heyecanlı oyunlarından biri gibi. Akşam olup yastığına başını koyduğunda yorgunluktan her yanın sızlarken bile gülümsetip, gözlerini sımsıkı kapattırıp sabahı iple çektiren o oyunlardan hani. Bir türlü vazgeçemediğin, kopamadığın, aklından çıkaramadığın.Korkutuyor beni ama şimdi bunlar. Bu çocukça oyunlarım, kontrolsüz sığınışlarım, kaçamayışlarım.Korkutuyor insanlığım, vicdanlılığım, bencilliğim. Ama damarlarımda dolaşan bu bambaşka öykü yine de çok huzurlu..


Ve dinleyelim : Yasmin Levy - Me Voy

18 Haziran 2011 Cumartesi

" Ellerimde "

Ellerimde zaman çiçekleri.
Bir yaprak koparıyorum, bir yaprak daha, bir tane daha..
Her yaprakta yeni bir heyecan yeni bir merak.
Cevabı hiç gelmeyecek soruların sessiz telaşı.
Birbirleriyle yarışıyorlar.
Bir cümle, bir anı, bir hikaye, bir koku, bir gülüş, bir bakış, bir ses..
Rüzgara kapılmış gibi uçuşuyorlar ellerimden etrafa.
Saçlarımın arasından geçip içimi ısıtıyorlar..

16 Haziran 2011 Perşembe

" Aynı bedende başka bir kadın "

Bir sabah uyanıyor aynı bedende başka bir kadın . Her gün daha başka. Tanıdıkça daha başka. Sevdikçe daha başka. Alıştıkça bambaşka. Renkleri başka, sesleri başka. Aynaya hep aynı yüz yansıyıp kırılıyor, paramparça..Biraz yorgun gibi bugün. Bir kahve, biraz kitap, biraz müzik. İyi gelir gibi ruhuna. Sarıp sarmalamasa da işler içine, ısıtır. Kaçıp kaçıp kendini dinleyesi gelir. Daha uzak, daha hafif sanki hep. Aynı bedende bu kez daha yorucu daha kalabalık. Kalabalıklaştıkça da yalnız. Kendine yenildikçe daha çaresiz. Konuşamadıkça içi çığlık çığlığa. Sağır eder tüm sessizlikleri bir kulak verseniz. Bir kadın.. Şimdi başka bir kadın.. Ellerinde yüreği, saçılmış etrafa korkuları. Biri dokunsa karışacak hepsi birbirine. Daha da içinden çıkılmaz. Ürkek, sessiz, sakin. Hızlı hızlı adımlar atıyor bir anda duruyor. O kadar ani ki duruşu nefesi kesiliyor. Bilmiyor baş etmeyi, direnmeyi yada bir adım daha atabilmeyi. İleri gitmek istersen geri dönüyor kendine. Ne kadar dönse de hep aynı yerde. Kaçtıkça orda, sustukça orda, kabullenmedikçe orda. Öfkelerden öykülere..Geçişler çok kontrolsüz.

" Kapat kapıları, yak hayallerini "

Yazıp yazıp siliyorum. 
Hadi şimdi söyle diyorum kendime. Bırak dökülsün ne varsa içinden.
Var mı ki cesaretim, inancım?
En iyisi kaçacak yer aramak. 
Bir avazda tutup nefesimi.. Gitmek gitmek en uzaklara.
Kapatıyorum gözlerimi sımsıkı. Bir sürü şey diliyorum.
Alıp kendimi kendimden, başka başka yerlere koyuyorum.
Öyle güzel oluyorum ki açmak istemiyorum gözlerimi.
Açarsam biter, kapılarım bir bir kapanır diye.
Tam kapanırken tutabilsem diyorum.İçimde öyle büyük bir heyecan var ki..
Sonra korkuyorum arkasındakilerden.
İçeri girip kapıyı arkamdan kapatabilecek miyim?
Huzurlu, mutlu, telaşsız..
Ah vicdanımdan arınıp kalbime sığınabilsem bi ah..
Düşünemeden, kontrolsüzce ardına kadar açtığım kapılardan en çok ben korkuyorum.
Gözümü alan ışığından en çok ben sakınıyorum.
Başka yerlere bakıyorum. Ama gözüm hep orda. 
Azalıyor gitgide açıklık.. Kapatan ben değilim üstelik.
Eğer tutamazsam, karanlık..
Ama anladım ki sadece bana karanlık.
Ben tutamıyorum, hepsi hızlıca kapanıyor işte..
Bir tane daha, bir tane daha..
Bir tane daha..
..